"T?rkiye'de cezaevlerinin tarihi baskı ve zor kadar direnişlerin de tarihidir. 2000'de ger?ekleşen 19 Aralık Katliamı ve ?l?m Orucu Direnişi bu iki d?nyanın kıyasıya ?arpıştığı, sonu?ları ve etkileri bug?ne dek uzanan belirleyici bir tarihsel kesit; Lale ?olak ise insanca bir yaşam i?in bedenini ?l?m olasılığının ?zerine kararlılıkla s?ren onlarca devrimciden biridir. Kavgasının şehri İstanbul sokaklarını zihinsel yolculuklarla tabana kuvvet adımlayan, ?i?eklerin kokusunu, g?kkuşağının t?m renklerini sans?rlenmiş sayfalara bezeyerek şehirden şehre ulaştıran, bilime, edebiyata, m?ziğe ama ille de şiire tutkun, yaşama ?lesiye bağlı bu gen? kadının mektupları, ceberrut zihniyetin neyden korktuğunun da cevabını veriyor. İdeallerinden kuşku duymayan, kararlı, inat?ı ama bir o kadar da neşeli, mavracı, ?ğrenmeye ve ?ğretmeye olan sonsuz merakıyla Lale ?olak; fiziki koşullarının ?ok ?tesinde, zamanları, duvarları, sınırları aşan, ?itlerin Olmadığı bir d?nya d?ş?n?n bitimsiz ufkunu yansıttığı satırlarıyla en karanlık zihinlerde dahi g?neş a?tırıyor. ?mraniye Cezaevi'nde yaşadığı operasyonun ardından ?nce A?lık Grevi sonrasında ise ?l?m Orucu Direnişi'nin sıra neferlerinden Lale ?olak'ın neredeyse yaşamını yitirdiği g?ne kadar kaleme aldıkları, g?ndelik yaşamlarının detaylarıyla, andığı isimlerle, yaşamını, bazen de belleğini yitirenlerle aynı zamanda direnişin ayrıntılı bir kroniği niteliği taşıyor. H?crelere sokularak sesleri boğulmaya ?alışılan «„i?eridekiler“», fiziki ?zg?rl?k yanılsamasıyla h?creleşmiş yaşamlarında boğulan «„dışarıdakilere“» yıllar sonra bile soluk aldırıyor."
Нажми для увеличения фото
